Benelux seyahati biter bitmez oturdum bilgisayarın başına. Sizi çok detaya boğmadan 1 hafta boyunca neler yaptık, nerede kaldık, nereleri gördük anlatmaya çalışacağım. Ama öncelikle bu detaylara geçmeden Benelux’ten bahsedelim. 1944 yılında Belçika, Hollanda ve Luxemburg bir araya gelerek, halkların ve üretilen malların serbest dolaşımı için sınırlarını kaldırmışlar ve işbirliği içine girmişler. Bölgenin adı da ülkelerin baş harflerinden oluşan Benelux olmuş. Tabi ki bu süreç zaman içinde değişerek işbirliği geliştirilmiş.
Yaklaşık 5 ay önce planladık bu seyahati. Geçen yıl interrail kapsamında Hollanda ve Belçika’yı görme fırsatı yakalamıştım ancak bu kez hem kız arkadaşımla hem de daha önce gidemediğim Zaanse Schans, Volendam, Gent, Brüksel ve yine ilk kez göreceğim Lüxemburg’a gitme heyecanı ile aylar öncesinden başlamıştık planlara.
3 gece Hollanda ve 3 gece Belçika’da kalıp; günübirlik Lüxemburg’a gittik.
İLK DURAK HOLLANDA
3 saati geçen uçuşun ardından nihayet Amsterdam’yız. Hava alanında bizi Interrail Türkiye grubunda tanıştığımız Orhan Abi karşılıyor. 3 günlük Amsterdam gezimiz boyunca bize destek olan Orhan Abi’ye ayrı bir parantez açıp; teşekkür ediyorum. Değerli vaktini bizim için ayırıp; oradan oraya götürdü ve Hollanda’yla ilgili yeni bilgilere sahip olduk sayesinde. Abi seni tanımak çok keyifliydi. Umarım yollarımız en kısa sürede tekrar kesişir.
İlk durak konaklayacağımız kamp alanı olan Zeeburg Camping. Kendi çadırımızla 3 gün 2 kişi sadece 48 Euro ödeyerek doğayla iç içe kalıyoruz. https://www.campingzeeburg.nl/ Linke göz atın derim.
Sırasıyla yel değirmenleriyle ünlü Zaanse Schans ve tatlı mı tatlı bir balıkçı kasabası olan Volendam yapıyoruz. Bu yerleri görünce Amsterdam’ın sadece ‘özgürlükler şehri’ olduğu için ünlü olmadığını anlıyorsunuz. Amsterdam’a gelip buraları görmediyseniz çok şey kaçırmış olacaksınız. Benden söylemesi. Yarım gün Zaanse Schans, yarım gün de Volendam’a ayırıyoruz. Buralara merkezden çok rahat ulaşabilirsiniz. Sonrasında olmazsa olmazlardan kanal turu, Red Light ve Dam Meydanı tabi ki. Ayrıca meşhur patates kızartmaları ve Heineken ile kendimizi şımartmayı da ihmal etmiyoruz. Bu ikiliyi listeye eklemeyi unutmayınız. Belçika’ya gittiğinizde de birçok patates kızarması satan dükkan göreceksiniz. Burada da deneyin.
Hollanda İpuçları…
- Şehir içi ulaşım eğer günlük (24, 48, 72 saat) bilet almazsanız çok pahalıyı gelir ki biz ciddi para harcadık maalesef. Eğer birkaç gün kalacaksanız merkez tren istasyonunun oralarda GVB’nin (bizim iett gibi düşünün) ofisi var; oradan kart alabilirsiniz.
- Heineken’in müzeleştirilmiş fabrikası var Amsterdam’da. Heineken Experince adıyla bir müze turu yapabilirsiniz ancak giriş 18 Euro. Biz kuyruğa girdik bu deneyimi yaşamak için ancak bilet ücretini görünce sessizce uzaklaştık. Bütçenize uyarsa kesinlikle deneyin.
- Kanal turları Amstrdam’da çok meşhur. Birçok firma var tur düzenleyen ve fiyatlar 10-20 Euro arası değişiyor. Biz şans eseri en ucuzunu bulduk sanırım. Merkez istasyonun hemen sağında yer alan Rondvaart- Reedery P.Kooy. Gayet de memnun kaldık. Kişi başı sadece 9 Euro. Kanal turu için tavsiye ederim.
- Red Light District bildiğiniz duyduğunuz gibi son derece hareketli. ‘Sex Müzesi’, ‘Fahişeliğin Tarihi Müzesi’ gibi ilginç mekanların yanı sıra 40-50 Euro vererek 1 saat süren canlı şovlara (porno filmin canlısı diyelim) seyirci olarak katılabilirsiniz.
- Amsterdam’ın birçok noktasında görebileceğiniz Albert Heijin bir süpermarket zinciri. Orhan Abi’nin tavsiyesiyle yiyecek alışverişlerimizi hep buradan yaptık. Aklınızda olsun. Ucuz.
- Bunlar sizi kesmedi mi o zaman sizi ücretsiz giriş yapıp vakit geçirebileceğiniz casinolara alalım. Biz denedik; çok az da para kaybettik ama keyifliydi.
- Meşhur patates kızartmalarını pas geçmeyin. Çeşitli soslarla da deneyebilirsiniz. Ayrıca son derece doyurucu; benden söylemesi.
- Son bir not; hava akşam 10’dan önce kararmıyor.
BELÇİKA’DAN DEVAM EDİYORUZ
Benelux seyahatimizin ikinci ayağı olan Belçika’dayız. İlk durak 2 gün konaklayacağımız güzeller güzeli Brugge. Amsterdam’dan Brugge’e kişi başı 16 Euro’ya Eurolines otobüsleriyle geldik. Yolculuk yaklaşık 5 saat sürdü.
Meydana 5 dakika uzaklıktaki Snuffel Hostel’de kaldık. 2 gece 2 kişi 112 Euro ödedik (kahvaltı dahil). Konumu, keyifli barı, bahçesi ve tertemiz odalarıyla gönül rahatlığıyla tavsiye ederim burayı.
Geçen sene Brugge’e ilk geldiğimde resmen aşık olmuştum bu şehre. Gotik mimari, orta çağ ve buhran havaları seviyorsanız; sizi böyle alalım. Ama öncelikle Colin Farrell’ın başrolde olduğu In Bruges filmini bir kere izleyiniz efenim. Sonra kelimelere dökemediğim duygularımı daha iyi anlayacaksınız. Brugge başka bir boyut. Neyse ki 99 yılında Unesco tarafından Dünya Mirası listesine alınmış. Bir de laf aramızda evlenme teklifini meydandaki saat kulesinin tepesinde yaptım. Benelux seyahatine çıkma sebeplerimizden biri buydu ve görev tamamlandı. Şehir artık hem benim hem de kız arkadaşım için ayrı bir önem kazandı.
2 gün boyunca hiç yorulmadan şehri adımladık ve Brugge dair birçok lezzeti denedik. Çikolata, waffle ve tabi ki en meşhur Belçika biraları Delirium ve Jupiler. Arada yarım günlük bir Gent kaçamağı da yaptık tabi ki. Açıkçası Gent’in bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum. İyi ki gitmişiz dedik. Gidiniz, görünüz. Gent-Brugge arası 56 dakika, trenle git gel kişi başı 14 Euro para ödedik. Bu arada 26 yaş altındaysanız daha uyguna bilet alıyorsunuz.
Seyahatin bitimine 1,5 gün kala başkent Brüksel’e geçtik. Brüksel’de Türk Mahallesinde yer alan 2 yıldızlı Albert Hotel’de kaldık. Tek gece 2 kişi 50 Euro para ödedik. Sadece odaya. Brüksel için bir hayli fazla ama dönüş uçağımız buradan olduğu için Brüksel’e gelmek zorunda kaldık. Bir de Lüxemburg’a buradan geçtik.
Brüksel için 1 gün ayırmanız yeterli olacak. Grand Place Markt meşhur meydan; orada birçok tarihi yapı var. Ayrıca yine ünü ülke sınırlarını aşan meşhur İşeyen Çocuk Heykeli’ni de göreceksiniz. Açıkçası Brüksel bizi etkilemedi. Ancak çok da detaylı gezmedik. Siz belki beğenirsiniz.
Belçika İpuçları…
- Belçika’da yüzlerce bira çeşidi var ama en ünlüsü alkol oranı %8,5 olan Delirium. Kesinlikle deneyin. Tadı da alkol oranı gibi farklı.
- Bir diğer Belçika lezzeti de çikolatalar. Sayısız marka var. Özellikle şunu deneyin demiyorum çünkü hepsi güzel. Brugge’de birçok çikolata dükkanı var. Bu dükkanlarda satın almasanız bile çikolota tadabilirsiniz.
- Brugge’de kesinlikle yapmanız gereken bir diğer şey ise kanal turu. Ben geçen sene yaptığım için bu sene tekrar yapmadık. Ama ilk kez gidiyorsanız; pas geçmeyiniz. 1 saat süren turlar yaklaşık 8-10 Euro civarı.
- Meydandaki en önemli yapı Belfry Tower (Saat Kulesi). Tam 366 basamak çıkarak zirveye çıkıyorsunuz. Manzara enfes. Yapılacaklar listenizin başına ekleyiniz. Ücret 5-10 Euro arasıydı sanırım; unuttum:)
- Brugge ve Gent’de hiç şehir içi otobüs kullanmadık. Bu şehirleri yürüyerek gezebilirsiniz. Zaten en zevklisi de bu.
SON DURAK LUXEMBURG
Benelux’un en küçük ülkesi Luxemburg’un başkenti Luxemburg’dayız. Başkent ülkeyle aynı ada sahip. Nüfus 500 bin civarı. Fransa, Belçika ve Almanya’nın tam ortasında yer alır. Brüksel’den trenle 3 saatlik bir yolculuk ile ulaşım mümkün. Kişi başı git gel 35 Euro.
Ülkeye dair en önemli notlardan biri kişi başına düşen milli gelir sıralamasında Dünya Bankası ve IMF verilerine göre birinci sırada yer alıyor olması. Ayrıca Avrupa Birliği’nin de kurucu üylerinden. Yaşam standartları pahalı olduğu için Lüxemburg’da çalışıp komşu ülkelerde ikamet eden çok kişi varmış. Genelde tren ile her gün işe gidip geliniyormuş. Ülkede 3 resmi dil konuşuluyor ama bizim gözlemlediğimiz Fransızca ağırlıklı.
Yüz ölçümünün küçük olmasının aksine ülke tarihi Roma dönemlerine kadar uzanıyor. Tarihi binalar genelde devlet binası olarak kullanıyor; ilk dikkatimizi çeken bu oldu. Ülkenin en önemli noktası Old Town denilen bölge. Vaktimizin dar olmasından dolayı soluğu hemen orada aldık. Sonrasında şehri turlayıp tekrar tren istasyona geri döndük.
Luxemburg İpuçları…
- Mutfak konusunda herhangi bir tavsiye paylaşamıyorum. Biz Pizza Hut’da yemek yedik. Fiyat gayet makuldü.
- Avrupa’daki gördüğüm 6. ülke oldu Lüxemburg. Şu ana kadar almış olduğum en pahalı magneti aldım. 3 Euro. Zalımsın Luxemburg:)
- Meşhur citysightseeing otobüsleri burada da var. Tren istasyonuna geri dönerken gördüğümüz için binemedik.
NOT: Interrail kapsamında geçen sene gitmiş olduğum Amsterdam ve Brugge ile ilgili şehir notlarının linkleri aşağıda. Bu yazılarda biraz daha fazla detay bulacaksınız.
http://corabidelikadam.com/amsterdam-notlari/
http://corabidelikadam.com/brugge-notlari/
1 aya çıkmayı düşünüyorum bu tura çok yararlı olacak bana çok iyi bir çalışma olmuş sağ olasın dostum yolun açık olsun
İade-i ziyarete gelmişim gibi oldu ama Benelux turu yazısını görünce dayanamadım, buna bir de Paris’i ekleyince bizim balayı turumuz olur kendisi, ve ilk yurtdışı gezimiz. Dolayısıyla acemiliklerle dolu benim için, yazıyı okuyunca nekadar eksik gezdiğimiz yerler olduğunu bir kere daha gördüm, tabi tur firmasıyla gidince imkanlar da kısıtlı, ama kesinlikle ve kesinlikle tekrar gitmeliyim 🙂
Ben de ilk gittiğimde bu kadar kapsamlı gezememiştim. Kesinlikle tursuz gitmelisin 😉 Sevgiler