Abartmıyorum ama yıllardır Kapadokya Türkiye’de gitmek istediğim; en çok merak ettiğim yerlerin başında gelir. Ancak bir türlü fırsat yaratıp da o topraklara ayak basamamıştım. Neyse ki bu hayali geçen hafta gerçekleştirdim ve merak edilen yerler listeme bir tik daha attım. Kapadokya’ya doydum ve merak etme konusunda hiç de haksız olmadığımı anladım. Sizler de benim gibi kurumsal hayata mensup şanssızlardansanız ve sadece hafta sonları sizinse; atlayın uçağa, binin arabanıza ya da benim gibi emin olduğunuz bir tur firmasından hafta sonu paketi alarak; kendinizi ödüllendirin ve Kapadokya’nın kendine has büyülü atmosferinde bırakın kendinizi.

MEŞHUR DEVE FİGÜRÜ
MEŞHUR DEVE FİGÜRÜ

Öncelikle benim gibi ‘sırt çantalı’ bir adam nasıl tur firması ile tatile gitti; ondan bahsetmek isterim. Bunun en önemli sebebi tabi ki çok yakın bir arkadaşımın şiddetli(!) tavsiyesi. Bu nokta çok önemli. Etrafınızda daha önce bu tarz aktiviteleri deneyimleyen kişiler varsa; plan yapmadan önce yorumlarını kesinlikle dinleyin. Karar aşamasında bu çok önemli bir nokta. Bir diğer etken de Kapadokya’nın tarihi ve kültürel zenginliği sebebiyle profesyonel bir rehber eşliğinde gezmenin hiç de fena bir fikir olmadığı düşüncesi. Paket genel hatlarıyla otobüs ile ulaşım, 1 gece konaklamalı 2 gün kişi başı 250 TL. Şahsi fikrim paranızın karşılığını fazlasıyla alıyorsunuz. Detaylar aşağıda…

Nihayetinde tur paketini satın aldım ve Cuma gecesi düştüm yollara. Tabi ki yalnız değildim. Kapadokya’nın romantik ve büyülü atmosferini düşünerek kız arkadaşımla birlikte gitmenin iyi bir fikir olduğunu düşünerek birlikte gittik.

1. gün/ Cumartesi

Cumartesi sabahı yaklaşık 9 saatlik bir yolculuğun ardından Perslerin “Güzel Atlar Diyarı” diye adlandırdıkları Kapadokya bölgesine geliyoruz. 30 kişilik grubumuz ve güzel insan, müthiş bilgili profesyonel rehberimiz Cem Abi ile ilk durağımız olan; kaya kiliselerinin de bulunduğu 14 km uzunluğundaki Ihlara Vadisi’ne gidiyoruz. Ihlara Vadisi içinde yapacağımız yürüyüş esnasında Ağaçaltı Kilisesi ve Yılanlı Kiliseyi de görüyoruz. İkinci durağımız; düşman baskınlarından kaçan binlerce kişinin, aylarca yaşayabileceği Derinkuyu Yeraltı Şehri ( veya Kaymaklı Yeraltı Şehri ve Öz Konak Yeraltı Şehir ). Ancak hem benim eskiden kalma klastrofobim hem de bizimkinin onayıyla yeraltı şehrine girmiyoruz. Ekibi beklerken soluğu çay ocağında alıp; sıcacık sahleplerimizi içiyoruz. Sohbet ettiğimiz Orhan Abi; bize bölgeden bahsediyor ancak esnaf dertli çünkü Türkiye’deki terör olaylarından dolayı turist sayısında ciddi bir azalma var. Bu sebeple Kapadokya’yı rahatça gezme imkanı bulduk. Bu bizim için iyi bir fırsat olsa da maalesef esnafı olumsuz etkilemiş.

Yarım saat sonra ekip yeraltı şehrinden çıkıyor ve Uçhisar istikametine doğru yol alıyoruz. Güvercinlik Vadisi’nin ve Uçhisar Kalesi’nin fotoğrafını çekip Öğle yemeğimiz için kaya oyma bir mekâna varıyoruz. Mekan gerçekten etkileyici ama mekandan ziyade yediğimiz Kapadokya’nın meşhur pastırmalı kurufasulyesinin tadını vurgulamak isterim. Gerçekten enfesti. Sonraki durak çok başlı peribacası örnekleri olan Paşabağ’da (Keşişler Vadisi) fotoğraf molası veriyoruz. Paşabağ’da peribacaları arasında dolaşıp fotoğraflar çektikten sonra ilginç peribacası oluşumlarını içerisinde barındıran, adını da deve şeklindeki peribacasından alan Develi Vadi ( Dervent Vadisi ) gezisini yapıyoruz. Ürgüp içinde panaromik bir gezinin ardından Şarap tadımı için Tursan’da alıyoruz soluğu.

Şarap tadımı sonrasında alışverişimizi de yapmanın keyfi ve tüm günün tatlı yorgunluğu ile otellerimize yerleşiyoruz. (Paket satın alırken 3 adet otel seçeneği sunuluyor; kesinlikle Taş Saray Oteli’nde konaklayın. Çünkü bu otel Ürgüp merkezde; akşam yemeğinden sonra siz de bizim gibi Ürgüp’ü gezin; dilerseniz de yemek sonrası yöreye özgü Türk Gecesine ( Kuzu Gecesi ) katılabilirsiniz; kişi başı ekstra 55 TL gibi bir ücret söz konusu)

MANZARA ENFES
MANZARA ENFES

2. gün/ Pazar

Sabah, yine ekstra ücretli Balon Gezisi ( kişi başı 310 TL) ya da ATV Turu ( kişi başı 90 TL) yapabilirsiniz. Biz balon gezisi yapacaktık ancak şansımıza şiddetli rüzgar dolayısıyla balonlar kalkmadı.

Otelde aldığımız kahvaltı sonrası valizlerimizi de alarak ONYX Taş Atölyesi’ne gidiyoruz. Burada taşların özellikleri ve işlenişleriyle ilgili bilgi aldıktan sonra eski adı Korama olan Göreme Vadisi içindeki Göreme Açık Hava Müzesi’ni geziyoruz. Kaya kiliseleri (Elmalı, Yılanlı, Çarıklı Kiliseleri), yemekhane, mutfak, kiler ve İncil’in baştan sona resmedildiği Tokalı Kilise müzede gördüğümüz diğer yerler arasında. Sonraki ve son durak olarak Hacıbektaşi ilçesine gidiyoruz. Bölgede yer alan Hacı Bektaş-ı Veli Müzesinde; Balım Sultan Türbesi, Güvenç Abdal Türbesi, Hacı Bektaş Veli Türbesi, Kırklar Meydanı, Pir Evi, Üçüncü Avlu Kiler Evi, Meydan Evi, Meydan Evi Cami, Aş Evi, İkinci Avlu ( Dergâh Avlusu), Birinci Avlu ( Nadar Avusu ) gezip İstanbul’un yolunu tutuyoruz.

Keyifli ve lezzetli bir yolculuğun ardından hafta sonu bitiyor ve pazartesi işbaşı yapıyoruz. Ama sıfır sendrom 😉 ve damakta hala Kapadokya tadı…

Gidiniz, görünüz efenim…

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here