2800 yıllık eşsiz tarihiyle, Romulus ve Remus efsaneleri ile başladığı düşünülen ve her gezginin en az bir kere ayak bastığı bu büyüleyici şehir, interrail maceramızın ilk durağı oldu. Bu yazıda Roma’ya dair tarihi bilgiler, ulaşım, yeme içme, konaklama gibi; tecrübelerim doğrultusunda edindiğim notları paylaşmaya çalışacağım.

İçinde Avrupa’nın en küçük ülkesi Vatikan’ı da barındıran; bence sahip olduğu tarihi zenginlikleriyle dünyanın en önemli ve en değerli şehirlerinden birindeyiz. Burası adeta bir açık hava müzesi. Kafanızı çevirdiğiniz her yerde bir tarih; hem de değeri çok iyi bilinmiş ve günümüze kadar hayatta kalabilmiş yüzlerce yapı. Gezdikçe adım attıkça karşılaştıklarınız karşısında ağzınızı açık bırakan müthiş eserler. İnanın bana çok kısa mesafeleri bile adımlamanız saatler alabilir; çünkü her adım bir tarih burada…

Roma’ya İstanbul’dan çok uyguna uçak bileti bularak; direk sefer, 2,5 saat süren uçuşlarla gelmeniz mümkün. Şehirde iki tane hava alanı var; Fiumicino Uluslarası Havalimanı ve Ciampino Havalimanı. Bizim tercihimiz Flumicino oldu. Buradan şehir merkezine metro, otobüs, shuttle seçenekleriniz var. Biz Terravision’ı (shuttle) tercih ettik; ücret kişi başı 5 Euro. Seçenekler içinde en uygunuydu diyebilirim. Merkeze yaklaşık 50 dakika yolculuk ediyorsunuz ve direk Termini’ye geliyorsunuz. Termini, Roma Tren İstasyonu’nun da bulunduğu çok önemli bir merkezdir. Turistlerin gezilerine başladıkları nokta olarak da düşünebilirsiniz. Bu arada Taksi ile merkeze gelmenin bedeli ise yaklaşık 50 Euro civarı.

rome-termini-transport-station
TERMINI MAIN STATION

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM / GEZİ

Öncelikle şunu söyleyelim ki şehre ayak basar basmaz turist information noktalarından bir harita edinin. Bu harita geziniz boyunca sürekli elinizde olacak ve şehri hiç bilmeden tek başınıza rahatlıkla gezebileceksiniz. Hem de Vatikan’a gitmek dışında neredeyse hiç toplu taşıma kullanmadan. Tabi ki ben çabuk yorulurum derseniz seçim sizin. Otobüs dışında; tarihi yapılardan dolayı çok sık bir ağa sahip olmamakla birlikte metro seçeneğiniz de var. Biz sadece konaklama yaptığımız kamp alanına gitmek için metro kullandık.

***Aklınızda olsun; Metro Cuma-Cumartesi 02:00’ye kadar, diğer günler 23:30’a kadar açık. Otobüs kullanacaklar için de şunu söylemeliyim; 40 numaralı otobüs ‘turist otobüsü’ diye geçer. Otobüsün geçtiği duraklar birçok gezilecek yeri kapsıyor.

***Önemli bir uyarım olacak bu noktada; toplu taşımalarda yan kesicilere dikkat edin. Hırsızlık çok yaygın ve özellikle turistler sıkıntı yaşayabiliyorlar. Aman dikkat!

Roma’da tüm ulaşım araçlarında kullanabileceğiniz 75 dakika geçerli biletin fiyatı 1 Euro. Tüm gün geçerli sınırsız biletin fiyatı ise 4 Euro. 3 günlük sınırsız biletin fiyatı 11 Euro. Dilerseniz “Roma Pass” alabilirsiniz. 3 gün boyunca ücretsiz ulaşım ve 2 tane müzeye giriş imkanı sunuyor. Fiyatı 30 Euro. Eğer Colloseum ve ikinci bir müzeye girecekseniz “Roma Pass” karlı olacaktır. Bu kartın Vatikan Müzesi’ne girişte geçerli olmadığını hatırlatalım.

Roma'nın suyu bile tarih kokar
ROMA’NIN SUYU BİLE TARİH KOKAR

Roma’nın kendini farklı kılan bir diğer özelliği de şu; neredeyse 200 metrede bir tarihi çeşme var ve bu çeşmelerden su içmek serbest. O yüzden yanınıza mataralarınızı almayı unutmayın sakın; hele yazın seyahat edecekseniz. Su olayı çok önemli. Roma’nın aksine Berlin ve Brugge’de marketten almak zorundasınız suyu. Gerçekten Roma dışında iyi para verdik suya ki interrail yapıyorsanız bütçe çok önemli 🙂 Bir şişe suya vereceğiniz birkaç Euro bile inanın canınızı sıkıyor.

BİRKAÇ TAVSİYE

⇒Bisiklet ya da vespa kiralayın. Bisikleti günün her saatin de bulabilirsiniz ancak; vespa için sabah erken davranmanız gerekebilir.

⇒Sokaklarda kaybolun. Roma’nın tarihi sokaklarında; cep telefonunuzu kapatın, sırt çantanızı atın sırtınızdan ve birkaç saatliğine umarsızca yürüyün; sakın korkmayın Roma’da bütün yollar sizi merkeze çıkarır.

Roma'ya tekrar gittiğimde ilk uğrayacağım yer
MAKARNA’YI YERİNDE TEST ETTİK

Tabi ki İtalyan mutfağı. Pizzasıyla, makarnasıyla, dondurmasıyla; tarihi zenginliğinin yanında, eşsiz damak lezzetleri de sunuyor size Roma. Yiyecek konusunda şık restoranlarda çok para vermek istemiyorsanız; şık restoranların dışında ‘take away’ diye adlandırılan ve pizza ya da makarnanızı alıp ayakta ya da istediğiniz yerde yiyebileceğiniz yerleri seçin; inanın müthiş lezzetler yakalayacaksınız.Hemen soldaki resimde sıcağı sıcağına paylaşıyorum örneği. 4 Euro verip makarnanızı sınırsız içecek ile birlikte alıyorsunuz. Normalde şarap veriyorlar ancak o gün bizim şanssızlığımıza su vardı. Ama olsun; makarnanın enfes tadı yanında içecek falan düşünmüyorsunuz. Mekanın adını hatırlayamıyorum ancak şöyle tarif edebilirim; İspanyol Merdivenlerinden sağa doğru devam ediyorsunuz. Eczaneyi gördüğünüzde soldan sokağa girin; orada.

⇒Şehir içi ulaşım hakkında minik bir sır. Tasvip etmeyebilirsiniz ama yazmak boynumuzun borcu:) Otobüslerde öğrendiğimiz kadarıyla yalnızca ayda bir kez bilet kontrolü yapılıyor. Olay şu; otobüse bedava biniyorsunuz. Neredeyse hiç kimse bilet kullanmıyor; şoförün zaten umurunda değil. Genelde herkes orta ya da arka kapıdan biniyor. Kontrole yakalanırsanız 50 Euro cezası. Biz hiç yakalanmadık ama tetikteydik hep. Kontrol için rastgele bir durakta memur biniyor ve biletleriniz olup olmadığını kontrol ediyor; kontrole denk gelmeden bedava geziyorsunuz. Macera işte 🙂

KONAKLAMA

Konaklama yurt dışı seyahatlerinde en önemli konulardan biridir. Gideceğiniz her şehirde çeşitli alternatifler bulacaksınız; ancak burada önemli olan sizin bütçeniz ve nasıl bir gezi planladığınız. Seyahatiniz öncesi konaklama seçimi hususunda yardım alacağınız en önemli yer tabi ki booking.com. Buradan şehirdeki tüm otel hostel, camp alanlarını; belirleyeceğiniz bütçe ve gün doğrultusunda bulabilirsiniz. Ayrıca daha önce kalan misafir yorumları ve puanları da tercih konusunda size yardımcı olacaktır. Bir diğer alternatif AIRBNB. Özellikle kalabalık bir seyahat düşünüyorsanız kesinlikle ev kiralamayı düşünebilirsiniz.

Roma Plus Camping
ROMA PLUS CAMPING

Benim tercihim merkeze yarım saat uzaklıktaki Roma Plus Camping olmuştu. Sağda gördüğünüz 4 kişilik büyük çadırlarda kaldım. Gecelik 11 Euro. Kahvaltı ve akşam yemeği dahil değil. Ancak hem merkeze ulaşım konusunda kolay hem de alanda market, ücretsiz havuz, çamaşırhane, bar olması sebebiyle gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz. Eğer yanınızda çadır varsa ya da karavanınız ile geldiyseniz de farklı ücretler vererek konaklayabilirsiniz.

 

GEZİLECEK YERLER1024px-Colosseum_in_Rome,_Italy_-_April_2007

Gezip görmeniz gereken yerleri bu bölümde bulacaksınız. Ben yaklaşık 3,5 günde gezdim Roma’yı (Vatikan da dahil) Tavsiyem şu olur; tabi ki vaktiniz ve bütçeniz uygunsa daha fazla kalın derim ama doğru yapacağınız bir planlama ile 4 günde rahat rahat yürüyerek şehrin en önemli yerlerini gezebilirsiniz.

Collosseum

Orijinal adı Amphitheatrum Flavium olan ve sık sık Flavium Amphitheater olarak da adlandırılan Collesseum 55.000 kişi ile dünyanın en büyük amfi tiyatrosudur. Yapımı MS 72 yılında başlamış olup tam 8 yıl sürmüş. Roma’nın en önemli ve görkemli yapılarından biridir. 450 yıldan daha uzun bir süre gladyatör dövüşleri, vahşi hayvan avları ve idamlar için kullanılan yapının içi de en az dışarıdan görüldüğü kadar etkileyicidir. Giriş ücreti yaklaşık 12 Euro.


Fontana di Trevi  

Aşk Çeşmesi olarak bilinen yapı, barok mimarinin en güzel örneklerinden olup; yaklaşık 26 metre yüksekliği ve 20 metre genişliği ile günümüzde de görkemini koruyarak ayaktadır. İnanışa göre kim dilek diler ve sağ eli ile sol omzunun üzerinden çeşmeye bozuk para atarsa o kişinin dileği gerçekleşir ve Roma’ya tekrar gelirmiş. Gece ve gündüz ayrı ayrı görmenizi tavsiye ederim.


Spanish Steps 

Adını bölgede yer alan İspanyol Elçiliği’nden alan; İspanyol Merdivenleri’nin de bulunduğu Piazza di Spagna (İspanyol Meydanı), Roma’nın en hareketli bölümlerinden biridir. Özellikle akşamüstü ve gece, marketten alacağınız bira ya da şarap eşliğinde tarihi merdivenlerde oturarak; meydanda çalan müziğin ritmine kendinizi bırakmanızı tavsiye ederim.


Panteon  

Panteon, Antik Roma döneminden kalan ve en iyi şekilde korunmuş olan tapınakların başında gelir. Günümüzde de kilise olarak kullanılmakta. Giriş ücretsizdir.


Roma Forumu

Antik Roma’nın siyaset, ticaret ve hukuk yaşamının merkezi olan Roma Forumu şehrin diğer önemli gezi noktalarından biri. M.Ö 5. yüzyıldan M.S 5. yüzyıla kadarlık dönemde Antik Roma’nın en önemli yapıları bu bölge içinde kurulmuştur ve bu yapıların bir çoğu günümüzde de ayaktadır. Giriş ücretsizdir.


Castel Sant Angelo  

Önemli yapılardan bir diğeri M.S 139 yılında Hadrianus ve ailesinin mozolesi olarak yapılmış, daha sonra kale ve papa ikametgahı olarak kullanılmış St. Angelo Kalesi.  Cem Sultan’ın da bu kalede mahkum olduğu bilinmektedir. Giriş 8 Euro.


Vatikan Müzeleri

Roma’ya geldiyseniz uğramanız gereken ilk durakların başında gelir Vatikan. San Pietro meydanından içeri girerken dinin, paranın ve ihtişamının yanında etkileyici bir mimariyle de karşılaşacak olmanın heyecanıyla Vatikan’a, dünyanın en küçük ama en etkileyici ülkesine adım atacaksınız. Yeryüzündeki en önemli sanat koleksiyonlarını içinde barındıran müzelerden oluşan Vatikan’da papaların topladığı resim, heykel, harita gibi eserler sergilenir. Ziyaretiniz boyunca Yunan-Roma eserleri, Etrüsk Müzesi, Dört Raffaello Odası, Sistina Şapeli ve Resim Galerisi gibi göz alıcı koleksiyonlar ve eserler görebilirsiniz. Ayrıca pazar günü gitmenizi tavsiye ederim. Gitmişken Papa’yı da görmüş olursunuz. Ayın son pazar günü ise giriş ücretsiz.


Piazza Novano

İşte size Avrupa’nın en güzel meydanlarından biri. Roma’da olduğumuz süre boyunca 2 kere gitme şansımız oldu. Müthiş renkli bir meydan. Etrafta hiç susmayan müzik, bitmeyen sokak gösterileri, kahkahalar, renkli insanlar ve etrafında soluklanabileceğiniz bolca cafe-restoran. Kesinlikle uğrayın. Özellikle akşamüstü.


Roma’ya dair tecrübeler itina ile paylaşılmıştır. Hadi uçak biletini al ve çantanı hazırlamaya başla. Hayatın boyunca en az bir kere görmen gereken bir şehir tüm ihtişamı ve cömertliğiyle seni bekliyor…

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here